Ana içeriğe atla

Banner1

 

Bariatrik

Yunanca ‘ağırlık, yük, kilo’ anlamına gelen baros ile ‘iyileştirme, tedavi’ anlamına gelen -iatrikos kelimelerinden oluşan bariatrik; fazla kilonun verilmesi ve sağlıklı vücut ağırlığının korunmasıyla ilgili tüm uzmanlık alanlarını (tıp, psikoloji, diyetetik ve beslenme, egzersiz/spor gibi) kapsayan genel bir terimdir. Ancak, son yıllarda obezite tedavisinde sürdürülebilir başarı sağlayan en etkili yöntem olarak kabul gören obezite ameliyatları (bariatrik cerrahi) özelinde telaffuz edilmekte ve gittikçe daha fazla insanın aşina olduğu bir terim haline gelmektedir.

Bariatrik Cerrahi (BC)

Obezite ve eşlik eden hastalıkların tedavisi amaçlı yapılan ameliyatlar bariatrik cerrahi olarak isimlendirilir. Bu ameliyatların ilk ve ilkel örnekleri 10. yüzyılda rapor edilmiş olsa da mide küçültmek için kullanılan cerrahi tekniklerin kilo kaybını sağlamak amaçlı kullanımı 50’li yıllarda; obeziteye bağlı mortalite riski çok yüksek olan hastalarla sınırlı olacak şekilde başlamıştır. Teknolojik ve teknik gelişmelerle birlikte minimum komplikasyon riski ile yapılabilir hale gelen BC, özellikle son 20 yılda dikkat çekici bir oranda ve hızda yaygınlaşmaya başlamıştır.

 

Obezite yayginligi

 

Ameliyat sayılarındaki artışın en önemli sebebi, ameliyatla kısa sürede büyük oranda kilo kaybı sağlanması, kilo kaybıyla birlikte obezite kaynaklı hastalıklarda önemli oranda iyileşme olması ve elde edilen başarının 20 yıla kadar sürdürülebilir olduğunu kanıtlayan araştırma bulgularıdır. Ek olarak, ameliyat sonrası sadece fiziksel sağlık değil, psikolojik ve sosyal yaşam kalitesinde de olumlu değişimlerin yaşanması ve hasta memnuniyetinin yüksek olması, her geçen gün daha fazla kişinin BC’yi tercih etmesine neden olmaktadır.

 

BC etkinliği

 

Obezitenin genetik boyuttan toplumsal boyuta kadar sayısız nedeni vardır ve nedenler herkes için farklı şekillerde ortaya çıkmaktadır. Bu durum bireysel farklılıkları arttırırken, tedavi için standart bir çözüm sunmayı da imkânsız hale getirmektedir. Ancak sebepleri çok boyutlu olsa da obezite etiyolojisinde genetik ve biyolojik yatkınlıkların ağırlıklı rolü olduğunu söyleyebiliriz. Obezite sonucunda gelişen hastalıklar ve fizyolojik değişiklikler ise kilo kaybının önüne geçerek kısır döngüye neden olmakta; obezite kişi için kronik bir sağlık riski haline gelmektedir. Bu noktada, BC fizyolojik yapıyı, sindirim sistemi ve metabolizmayı değiştirerek, var olan kısır döngüyü radikal bir şekilde kırmaktadır. Ameliyat sonrası sağlanan kilo kaybı birçok hasta için yeni bir başlangıç, sağlıklı yaşam için ikinci bir fırsat sunmaktadır.

Öte yandan, BC kilo kaybında her ne kadar etkili olsa da obeziteye neden olan psikolojik ve sosyo-kültürel birçok faktör ameliyattan sonra da devam etmekte ve bazı kişiler için ameliyat başarısını önemli ölçüde sınırlandırmaktadır.

 

IWL-WR

 

Yaygınlığı dünya genelinde %30 ile alarm seviyesine ulaşmış, mortalite ve morbidite riski çok yüksek olan ve bireylerin yaşam kalitesi ve doyumunu ciddi düzeyde azaltan obezitenin tedavisinde, bariatrik cerrahinin ortaya koyduğu başarı ile adeta bir mucize gibi karşılandığını söylemek abartılı olmayacaktır. Bu durum, özellikle ameliyat olmayı düşünen kişilerde, gerçekçi olmayan beklentiler oluşturabilmektedir. Oysa BC’yi, sürdürülebilir sağlığa giden yolun önündeki kapıyı açan bir anahtar gibi düşünmek gerekir.

Ameliyatın ardından 1,5 - 2 yıl yaşamın hemen her alanında ciddi bir değişim yaşanmaktadır. Benlik tanımının bir boyutu olan bedendeki değişimle birlikte, bireyin hem kendisi hem de sosyal çevresi ve yaşamla ve hatta yemekle ilgili duygu, düşünce ve inanışlarında da birtakım değişimler yaşanmaktadır (veya beklenen değişimler yaşanmamaktadır). Bu değişim sürecinde kişinin bedenini, zihninden ve içinde bulunduğu çevreden ayrı düşünmek mümkün değildir. Bu alandaki araştırmacı ve klinisyenlerin ortak görüşü; BC ile elde edilen avantajın sürdürülebilir olması için ameliyat süreci ve sonrasındaki 2 yıllık değişim döneminde bireyin çok disiplinli bakış açısıyla bütüncül olarak desteklenmesi gerektiği ve psikososyal risk takibinin kritik önemi olduğudur. Bu anlayış dünya genelindeki klinik uygulamalarda yaygınlaşmaktadır; ülkemizde ise sayısı çok sınırlı olmakla birlikte, AB standartlarıyla uyumlu ‘iyi uygulama’ örnekleri bulunmaktadır.  

 

BC kapisi

 

Bariatrik psikoloji (BP), cerrahi klinik uygulamalarda ortaya çıkan ihtiyaçlar doğrultusunda ve bu ihtiyaçlara cevap vermek amacıyla gelişen, güncel bir araştırma ve uygulama alanıdır.

Bariatrik Psikoloji (BP)

Bugüne kadar obezite ve eş tanılı hastalıkların tedavisinde BC ile en etkili sonuçlara ulaşılmış olsa da boylamsal çalışmalar, yeterli kilo veremeyen ve bir süre sonra tekrar kilo alan hastalarla ilgili sabit bir orana işaret etmektedir. Ayrıca, BC sonrası kimi hastaların psikososyal sağlık yaşam kalitesinde bozulmalar olduğu3, bu bozulmaların kilo veremeyen veya tekrar kilo alanlar kadar başarıyla kilo verenlerde de görülebileceği4 tespit edilmiştir. Bu durum, tedavi süreciyle ilişkili psikososyal risklerin tespiti, takibi ve müdahalesine yönelik uygulamalara acil ihtiyaç doğurmuştur. İlk klinik uygulamalarda amaç; BC öncesi psikiyatrik / psikolojik risklerin değerlendirilmesi ve ameliyat uygunluk kriterlerinin belirlenmesi olmuştur. Ancak süreçte, bilinmeyenlerin bilinenlerden çok daha fazla olduğu; bilinenlerin ise bariatrik cerrahi örnekleminde çok geçerli olmadığı görülmüştür. Klinik uygulamadaki boşluklar, güncel ve özgün bir alan olan bariatrik psikolojinin gelişimini sağlamıştır.  

En geniş kapsamıyla bariatrik psikoloji, obezitenin neden ve sonuçlarını, obeziteyle ilişkili atipik yeme tutumlarını, obezitesi olan kişilerde yemek ve yeme eyleminin işlevini, kilo vermenin önüne geçen psikolojik dinamikleri ve bariatrik cerrahi sonrası değişim ve uyum sürecini inceleyen; ameliyat sonrası kısa ve uzun vadede hastaların psikososyal sağlık yaşam kalitesini destekleyen müdahalelerle uygulamaya katkı sunan spesifik bir alandır.

Bariatrik psikoloji, odaklandığı konu ve amaçlar çevresinde psikolojinin çeşitli alt alanlarını entegre eder. Bunların başında klinik ve sağlık psikolojisi gelir. Ek olarak bilişsel psikoloji, nöropsikoloji (yeme davranışlarıyla ilişkili ödül duyarlılığı, tat algısı, BC sonrası kilo kaybıyla değişen dikkat ve bellek süreçleri), gelişim psikolojisi (çocuk ve ergenlerde BC karar süreçleri, gelişimsel riskler), kişilik psikolojisi (BC sonrası benlik ve beden algısı, benlik tasarımındaki farklılıklar) ve sosyal psikoloji (obeziteye yönelik damgalama, dışlama, kültürel estetik normlar, nesneleştirme) alanları da bariatrik psikoloji’ye kaynak oluşturmaktadır.

Bariatrik psikoloji aynı zamanda BC etkinliğini arttırmak ve sağlık yaşam kalitesindeki iyileşmeyi sürdürülebilir kılmak amacıyla bireyi bedeni, zihni ve içinde bulunduğu çevreyle bütüncül ele alan çok disiplinli bir yaklaşımı destekler.

Dünya nüfusunun sağlığını tehdit eden obezite ile mücadelede temel adım kişiye aittir. Ardından kişiye bu mücadelesinde en önemli destek tıp alanından sağlanır. Bu alanda başta genel cerrahi olmak üzere, endokrinoloji, nöroloji, kardiyoloji, psikiyatri gibi dahili tıp bilimleri ve fizyoloji, farmakoloji, biyokimya gibi temel tıp bilimleri katkı sunar. Sağlığın davranışla pekiştirilmesinde beslenme ve diyetetik, spor ve egzersiz bilimleri devreye girer. Bariatrik psikoloji ise bireyin değişime adaptasyonu, sağlık davranışlarını benimsemesi ve pratik etmesi, sosyal destek kaynaklarının güçlendirilmesi, iyileşme sürecini ketleyen psikolojik risklere müdahale edilmesi noktasında katkı sunar.

PEKİ BİZ KİMİZ ?

Ülkemiz obezite yaygınlığında %32 ile Avrupa ülkeleri arasında ilk sıradadır. Aynı zamanda, bariatrik alandaki ameliyat ve cerrah sayılarında da Türkiye’nin dünya sıralamasının yukarısında olduğu rapor edilmektedir. Öte yandan, BC sonrası sağlığın sürdürülebilir olmasında psikolojik takip ve desteğin önemine ve psikologların rol aldığı çok disiplinli bariatrik ekiplerin dünya genelinde hızla yaygınlaşmasına rağmen, ülkemizde bariatrik psikoloji alanının tanınır olmadığı; alanda çalışan psikologlara yönelik uzmanlık eğitimlerinin de eksik olduğu dikkat çekmektedir.

 

İstatistiklerle BC

 

Bu alanda Türkiye'de bir ilk olan Bariatrik Psikoloji Araştırma Laboratuvarı (BP-Lab), Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi-Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Meltem Anafarta Ş. tarafından, Mart 2024 tarihinde kurulmuştur.

BP-Lab’ın kuruluş amacı; bariatrik alandaki ulusal ve uluslararası güncel gelişmelere, bu gelişmeler içinde psikolojinin yeri ve önemine dikkat çekmek; bariatrik psikolojiye yönelik bilimsel ve akademik faaliyetlerle ülkemizdeki araştırmalara, uygulamalara, birey ve toplumun bütüncül sağlığına katkı sunmaktır.

Vizyonumuz

Temel vizyonumuz, bariatrik psikoloji alanında bilime, bireye ve topluma fayda sağlayacak bilgi birikimi oluşturmak; araştırmacı ve uygulamacı yetiştirmek, alanın tanınırlığını arttırmak ve konunun tüm paydaşlarını bilinçlendirme ve bilgilendirmeye yönelik paylaşımlar yapmaktır.

Vizyonumuzu gerçekleştirmek yolunda benimsediğimiz ilkeler, toplum beden ve ruh sağlığını önemseyen; dürüst, objektif, tarafsız, mesleki etik ilkelere bağlı; yapıcı ve saygılı, sorumluluk ve inisiyatif alabilen, geribildirime ve gelişime açık; sürekli eğitimi önemseyen, bağımsız öğrenme motivasyonu ve becerisi olan; çok disiplinli çalışma anlayışını benimseyen araştırmacı ve uygulamacılar yetiştirmektir.

Misyonumuz

AR-GE: Laboratuvarımızın temel misyonu bariatrik psikoloji alanında araştırmalar yürütmek ve bilimsel kalitesi yüksek yayınlar üretmektir. Bu doğrultuda BP-Lab’da, desteklenmiş AR-GE projeleri ve lisansüstü öğrencilerin tez çalışmaları yürütülür. Ayrıca, kendi bağımsız araştırma fikrini geliştirmek veya devam eden araştırmalara katkı sunarak deneyim kazanmak isteyen lisans öğrencileri şartlar dahilinde desteklenir. Bariatrik alana özgü çok disiplinli çalışmalar BP-Lab’da teşvik edilir. Bu kapsamda laboratuvarımızın kapısı ilgili tüm disiplinlere açıktır.

Eğitim: Eğitim kapsamında, araştırma misyonumuzu destekler şekilde araştırmacı yetiştirilmesi öncelikli hedefimizdir. Ayrıca BP-Lab’ın işleyişinde, sorumlu öğretim üyesi süpervizyonunda ASBÜ-Psikoloji Bölümünden gönüllü öğrenciler görev almaktadır. Bu sayede Psikoloji lisans öğrencilerinin mezun olmadan önce ekip çalışması, moderatörlük, organizasyon, resmi yazışma, idari işleyiş, sorun çözme, fikir geliştirme, inisiyatif alma ve çalışma hayatında gerekli olabilecek benzeri birçok beceriyi pratik ederek geliştirmesi hedeflenir.   

Sosyal sorumluluk: Toplumsal fayda kapsamında laboratuvarımızın misyonu, bariatrik alanın tüm paydaşlarına (kilo ve yeme tutumu açısından sıkıntı yaşayan, obezite ameliyatı olan, olmayı düşünen kişiler ve onların sosyal destek kaynakları, psikolog-psikiyatrist, doktor, diyetisyen, hemşire, spor uzmanları vb.) bariatrik psikoloji kapsamında farkındalık ve bilgilendirme amaçlı, güvenilir ve pratik bilgi sunmaktır.

Doç. Dr. Meltem Anafarta Ş.
ASBÜ Psikoloji Bölümü
Mart 2024

 

1. Welbourn, R., Hollyman, M., Kinsman, R., Dixon, J., Liem, R., Ottosson, J., ... & Himpens, J. (2019). Bariatric surgery worldwide: baseline  demographic description and one-year outcomes from the fourth IFSO global registry report 2018. Obesity Surgery29, 782-795.

2. Cadena-Obando, D., Ramírez-Rentería, C., Ferreira-Hermosillo, A., Albarran-Sanchez, A., Sosa-Eroza, E., Molina-Ayala, M., & Espinosa-Cárdenas, E. (2020). Are there really any predictive factors for a successful weight loss after bariatric surgery?. BMC Endocrine Disorders20, 1-8.

3. Kalarchian, M. A., & Marcus, M. D. (2019). Psychosocial concerns following bariatric surgery: Current status. Current Obesity Reports8, 1-9.

4. Neovius, M., Bruze, G., Jacobson, P., Sjöholm, K., Johansson, K., Granath, F., ... & Carlsson, L. M. (2018). Risk of suicide and non-fatal self-harm after bariatric surgery: results from two matched cohort studies. The Lancet Diabetes & Endocrinology6(3), 197-207.

5. Kowalewski, P. K., Olszewski, R., Walędziak, M. S., Janik, M. R., Kwiatkowski, A., Galazka-Swiderek, N., ... &  Pasnik, K. (2018). Long-term outcomes of laparoscopic sleeve gastrectomy—A single-center, retrospective study. Obesity Surgery28, 130-134.

 

 

Hizmetlerimizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanıyoruz.

asbu.edu.tr' yi kullanarak çerezlere izin vermiş olursunuz.